13 Şubat 2009 Cuma

başörtülü yarı çıplaklardan geçilmiyor
inançla tesettüre girmiş olanlarla, geçer akçe durumlarından tesettürlenmiş olanların 1 km uzaktan bile belli olmasının mide bulandırıcılığını anlatan bir yazı. tesettür kararını hayatına geçirmiş ve bu fedakarlığı inancı için yapan insanların oluşan görüntülerden daha fazla tiksinti duyması o kadar doğal ki bu tepkinin zamanla artmasını bekliyorum. çünkü son 10 yılda sayıları arttı bu fast-hidayet ermişlerinin ve sokaklar gizli bir erotizm ile örtülü bir dekoltenin yarıştığı şık hanımlarla doldu. bu şık hanımlar büyük ve pahalı arabalara terfi ettiler, daha büyük ve güzel evlere taşındılar, mücevherleri büyüdü, çocukları cemaatlerinin özel okullarına gitmeye başladı. saçlarını kapatmanın karşılığında daha lüks bir yaşam ve geçerli/güçlü bir gruba ait olma rahatlığı elde ettiler. inanarak ve dört dörtlük tesettür yaşayanlar ise mideleri daha fazla bulanarak bakakaldılar bu manzaralara. cumhurbaşkanının kızı evlendi ve büyük bir sahnede göğüslerinin ölçüsünü ve belinin inceliğini görmemize izin veren güzel gelinliği ile salınıverdi, saçlarını kapatmak güzelliğinden hiç bir şeyi alamamıştı. çünkü bunu saklamak zaten hiç istememişti. kafasındaki komik şey sadece onun ait olduğu grubu sembolize eden bir bayraktı. bu bayrağı taşımak kadınlara düştü bu oyunda. erkeğin ise cuma ve bayram namazlarına teşrifi yeterli görüldü, bir bayrak taşımasına ihtiyaç duyulmadı, hatta saçına jöle sürmesi veya boyaması sünnettir denildi. denize girerken bacaklarının görünmemesi gerekiyor bir de, bir erkeğin en erotik bölgesi belden yukarısı olsa da...

auro, 20.10.2007

bayrak fetişi

türkiye'nin her tarafında, en yüksek noktalara dikilen dev bayraklar var. bu bayraklar çok büyük ve çok yüksekte durduklarından sürekli yenilenmek zorundalar, çünkü parçalanıyorlar. maliyetini bilmiyorum ama çok yüksek olduğundan eminim.
çetin altan'ın yazısından bir bölümle, bu konudaki fikrimi belirtmiş olayım istedim. ne de olsa ben bu kadar naif ifade edemezdim. buyrunuz:

"bayrakların direklerini ne kadar yükseltirseniz yükseltin, bayraklar o ülkeden ilk kez nobel ödülü almış bir yazar kadar görünemiyor dünyadan... bunu anlamak o kadar zor mu kuzum?" 13.10.2006/milliyet

3 Şubat 2009 Salı

çocuklar...

4.5 yaşındaki kız çocuğu kreşten alınacaktır. üst baş değişilmez, eşortmanla çıkılır. çocuk görür görmez kreşin kapısında bağırır:
- anne neden pijamayla geldin?
- özür dilerim kızım.
etraftan gülüşmeler.
(auro, 28.11.2005 19:21)

4,5 yaşındaki çocuk: anne pat yapmak sağlıklı bi şey mi? (pat yapmak: gaz çıkarmak)
anne: evet
4,5 yaşındaki çocuk: öyleyse ben bol bol pat yapıym da hemen büyüym.
(auro, 29.11.2005 16:34 ~ 19.05.2006 19:58)

ilkokul 1. sınıfa giden çocuk gelir:

- anne nejatın japon arkadaşlarını bitirdim, j li on cümleyi sonra yapsam olur mu?
- ??
- yaa nejat japonyaya gitti ya, o bitti, yoruldum.
- tabi dinlen biraz.
çocuk j harfini öğrenmiştir. öğretmenlerin hayal gücüne saygı duyulur.
(auro, 25.12.2005 16:20)

3-5 günlüğüne anneden ayrılmış anneannesiyle kalan kız çocuğu arada bir iç çekip ağlamaktadır. herkes üzülür, anneanne teselli etmeye çalışır:

- ama bak az kaldı, annen gelecek, sana hediyeler getirecek, bak ben varım, ablan var ...
- biliyorum ama, içim "annen yok, ağla" diyor.
- ahh canııım, kıyamam ben sana.
(auro, 03.01.2006 17:44)

7 yaşındaki çocuk: bana öyle bakma.
5 yaşındaki çocuk: bakarım, nolmuş?
7: bakamazsın!
5: bakarım! zaten benim gözüm değil mi? benim gözüm. bakarım.
iki kardeş birbirlerine gözünün üstünde kaşın var demek istiyorlar.
(bkz: kavga çıkarma diyalogları)
(auro, 31.01.2006 11:27 ~ 11:28)

5 yaşındaki kız çocuğu: büyüyünce ben iyi bir insanla evleneceğim
annesi: inşallah
çocuk: kötü birisi kılık değiştirirse, iyi gibi görünürse tanırım ben onu
annesi: !! inşallah
(auro, 15.05.2006 00:00 ~ 15:25)

misafir 5 yaşındaki kız çocuğuna sorar: "abin seni dövüyor mu?"
çocuk: hayır bizi annemiz dövüyor.
(auro, 02.09.2006 15:59)

- merak ediyorum, ne olacaksın acaba büyüyünce?
- ıhh, allah biler. (5 yaşında, duru)
(auro, 12.10.2006 18:54)

kreşten bir arkadaşı ailesi başka bir şehire taşınacağı için ayrılacaktır. kreş, bir veda partisi düzenler ayrılan çocuk için. kızımız da ayrılan arkadaşı için ne hissettiğini anlatır:
- anne bütün arkadaşlarım üzüldü, ağladık.
- sen de üzüldün mü?
- hayır, ben ağlama taklidi yaptım.
(auro, 26.01.2007 21:29 ~ 21:31)

ödev atatürk'ün gençliğe hitabesinin ezberlenmesidir. yaş 8.
ç- bu çok zormuş, bugün yarısını ezberleyeyim, yarın kalanını.
a- bu çok güzel bir eser, muhakkak ezberlemelisin. atatürk yazmış, sen sadece ezberleyeceksin. ç- gerçekten tek başına mı yazmış? hiç bir yerden örnek almamış mı?
çok şaşırdı. çok şaşırması, çok anlamlıydı. aslında komik bir diyalog değildi.
(auro, 24.04.2007 01:08 ~ 01:09)

4 yaşındaki çocuk annesinin tv kanalını değiştirmesine şu şekilde engel oldu:
- kanalı değiştirme. unut gitsin.
(auro, 26.05.2007 21:32)

güneşin dik geldiği saatte havuza girmek için anneyi ikna etmeye çalışan çocuk (6):
-havuz çok gölge (havuzun gölge olduğu iddiasında)
anne: -havuz gölge değil, bu saatte güneş çok zararlı
çocuk: - hayır anne güneş zararlı değil, c vitamini. (güneşin c vitamini olduğu iddiasında)
(auro, 19.06.2007 10:10 ~ 19:02)

anne: birbirinizi bana şikayet etmeyin, nazik olun, saygılı olun, kavga etmeyin. (sürekli)
küçük olan çocuk (6): ablacığım neden belime vuruyorsun? (bağırarak)
(auro, 25.06.2007 13:56)

tatildeyken ormanda, deniz kenarında amaçlı/amaçsız yürünür, küçük ayaklar da daha çabuk yorulur ve der ki "yürü yürü nereye kadar...".
(auro, 20.07.2007 22:30)

italyan bayrağının renkleri üzerine konuşuyoruz.
anne-kırmızı domatesin, yeşil fesleğenin, beyaz mozzerellla diye bir peynirin sembolüymüş.
çocuk (7)- o zaman türk bayrağı da domates ve beyaz peynir olur değil mi?
(auro, 10.09.2007 17:01 ~ 17:07)

- keşke dünyada hiç acı olmasaydı... (ilk süt dişi çekilmeden 1 gün önce, dişçi koltuğuna oturmak için kendini hazırlamaya çalışıyor)
(auro, 01.12.2007 21:54)

- aşık olunca neden dudak dudağa öpüşürler hiç anlamıyorum, çok saçma, iğrenç! (yaş 7)

(auro, 05.12.2007 20:54)

- öğretmen bunu cımbızlayın dedi, çıkmasın dedi.
-ne dedi?
- bunu cımbızlayın dedi. (kitabın dağılmış sayfalarını gösteriyor)
- zımba olmasın?
- hah zımbalayın dedi.
(auro, 10.01.2008 18:44)

(yaş 7)- kendini benim yerime sok!
* kendimi senin yerine koydum evet, devam et?
- bir yılda 2 defa ayın öğrencisi seçilseydin ne yapardın?
*kendimle gurur duyardım.
- ben de kendimle gurur duyuyorum.
(auro, 21.03.2008 12:55)

çocuk(7) - sen madem müziği çok seviyorsun, müzik öğretmeni olsaydın, ya da sanatçı..
ben- sadece dinlemesini biliyorum
çocuk- şarkı da söyle
ben - her sevdiğimi yapamıyorum
çocuk- ben yapıyorum
ben - çok şanslısın
(auro, 28.04.2008 10:11)

çocuk (7): sana bir şey söyleyeceğim ama soru sormak yok
anne: tamam (aslında değil)
çocuk: okulda 2 kere ağladım.
anne: neden?
çocuk: soru sormak yok demiştim :)
(anlatacak ama diyaloglara ilgi çekici başlangıçlar yapmayı seviyor)
(auro, 07.05.2008 19:49)

biraz şımarık ve sürekli itiraz halindeki bir çocuğun arkasından atılıp tutulmaktadır (amaç dedikodu değil eğitimdir)
anne: annesi onun iyiliğini düşünüyor ama o hiç sözünü dinlemiyor, bu yaşta bu kadar itiraz ederse, büyüyünce ne yapar?
çocuk (9): yaprak dökümündeki kızlar gibi olur anne. (defne)
(auro, 07.05.2008 19:49)

ç1 (7): anne sen hangi sporları yaptın?
anne: voleybol takımındaydım
ç2 (9): madalyaların nerede?
anne: :)) ne madalyası, hep yenildik, çok kötü bir takımdık, ben de kötü bir oyuncuydum(kısa süren bir sessizlikten sonra)
ç1: önemli olan kazanmak değil oynamak
ç2: hem en kötü maç bile antremandan iyidir
annenin iç sesi: (yıllar sonra ne güzel teselli ediliyorum) (öğretmenleriyle, kendimle ve onlarla gurur duyuyorum) (ne ekersen, onu biçersin) (her cümleyi kaydediyorlar, çok dikkatli konuşmak lazım)
(auro, 13.05.2008 12:20)

- sen dua etmeyi biliyor musun? (10)
- biliyorum, "allam nolur..." diye başlarsın "amin işşallahh!" der bitirirsin, bu kadar. (7)
temmuz, 2008

- yemeğe nereye gitsek (alternatifler sayılır)?
- teyzemlere gidelim, hem de beleş!
defne (8), 2007

-sen beni temizlerken iğrenmiyor musun? (tuvalet temizliği sırasında)

anne - hayır

- tabi iğrenmezsin, ben senin içinden çıktım ondan değil mi? sürpriz yumurta gibi. sen çikolatasın, ben oyuncağı.

duru (7), 27.10.2008


- neden bazı insanlar tesadüfe inanmaz?
- ben inanırım, kimmiş onlar?
- dizilerde falan öyle diyorlar
- tesadüf değil kadere inanıyorlar, önceden belirlenmiş olduğunu düşünüyorlar
- ama o da tesadüf, kader de tesadüf
- doğru

defne (9), 28 aralık 2008

- biz uzaylıyız.
- nasıl?
- dünya da uzayda

defne-duru, 24 ocak 2009

defne (9)- yalan söyleme, allah görür (4. sınıf ve din dersleri başladı)
duru (7) - allah bana söyletiyor zaten
defne- beynin söylüyo, allah değil
duru - beynimi de allah yaptı
defne- yaptı, bitti, gitti o. artık sen yönetiyorsun

2 şubat 2009